“Bebeklerde böbrek taşı mı olur? Tövbe Yarabbim! Bir yaşıma daha girdim”
Dedi durdu tüm duyanlar…
İnci böbrek taşı ile tanıştığında henüz 9 aylıktı. Aslında böbrek taşı ile tanışan biz olduk. Yavrum o kadar küçük ve her şeyden habersiz ki. İnşallah tez zamanda kurtulup aklı erdiğinde arkadaşlarına “Benim bebekken böbrek taşlarım varmış biliyor musunuz?” deyip bir hikaye anlatır gibi anlatır sadece.
Böbrek Taşı İle Tanışmamız
Yaklaşık 2,5 ay öncesiydi. Annemlere iftara davetliyiz. Sanki İnci’nin biraz ateşi var. Yemeğini de iştahla yemedi. Evden çıkmadan önce ateş düşürücü verip birazda olsa rahatlamasını düşündüm. Şurubu içer içmez The Exorcist filmindeki kız gibi kusmaya başladı 🙂 (Şuan tebessümle bakıyorum o güne, yaşarken öyle ızdırab doluydu ki, bunu ancak anne olan anlar) Temizlendikten sonra iftara yetiştik. Orada birazda olsa çorba içti. Devam maması veriyorum reddediyor. Zorlamadım. Ama o yemek yemedikçe kahroluyorum. Evimize geldik. Tekrar devam maması hazırladım öyle iştahla içti ki. Tam sevinmeye başladığım an içtiği tüm sütü kusmaya başladı. Sonrasında bol gazlı kaka yaptı. İshal olmuştu. Hemen geceyarısı saat 00:10 gibi acile gittik. Şansımız burada başladı. Acil doktoru o kadar iyi ve ilgiliydi ki. Tüm testler yapıldı. Önce rota virüsünden şüphelenildi. Rota virüsü aşılarımızı yaptırmıştık. Ama yinede olabiliyormuş. Gaita testinde rotavirüsü antijeni negatifti. Kan testleri normal değerdeydi. Bir tek idrar testini veremedik. İshal olduğu için temiz bir idrar elde edip laboratuvara gönderemiyorduk. Sanırım sabah 5:30 da temiz bir idrara ulaştık. Hemen laboratuvara gönderdik. Sonucu beklemek için çıktık dışarı. Gün çoktan ağarmıştı. İnci kollarımda uyuyakaldı. Aylar sonra bir sigara istedim eşimden. Reddetmedi. O anı hiçbir zaman unutamam. (Şimdi bile gözyaşları içinde yazıyorum bu satırları) İşte o zaman anladım annemin kıymetini. Uykusuzluk, yorgunlukta neymiş. Arabanın içerisinde yarı baygın yatan canın, kanın, evladını o halde görmek öyle bir acı ki. Günlerce uykusuz kalabilirsin, yorgunluktan ölebilirsin. Ama evladını yeni ağarmış günün altında bir hastane bahçesinde görmek bambaşka bir acı. Rabbim tüm hastalara şifa versin. Rabbim hiç bir anneyi-babayı evladı ile sınamasın.
Test sonucu lökosit değeri 28 çıktı. Bu demek oluyordu ki İnci idrar yolu enfeksiyonu geçiriyor. 5 aylıkken bir kere daha olmuştu. Antibiyotik kullandık geçti. İlaç yazılıp evimize döneceğiz sandım. Acil doktoru bizi bu halde eve gönderemeyeceğini, hemen yatış yapmamız gerektiğini söyledi. Bir terslik vardı bu işte ama, hadi hayırlısı, dedim. Yatışımız yapıldı, serum eşliğinde antibiyotik İnci’nin ayağından açılan damar yoluyla veriliyordu. Serum yüzünden İnci 2 gün boyunca ağzına su dahil lokma sürmedi. Zorlamadık. Bu arada antibiyotikte alerji yaptı. Bütün vücudu kıpkırmızı oldu. Hemen alerji iğnesi yapıldı, kızarıklıklar geçti.
Bütün bu yaşananlar haftasonu olduğu için çocuk doktoru pazartesi günü böbrekten ultrason çekilsin, birde böbreklerine bakalım deyince, sandım ki idrar yolu enfeksiyonu böbrekte tahribat yapmasın diye bakılacak. Öyle değilmiş işte. Meğer böbrekte taşı olanlar daha sık idrar yolu enfeksiyonu geçiriyormuş.
Pazartesi günü usg doppler çekilmek üzere odamızdan çıktık. Sanki olağan bir şeymiş gibi yatırdım İnci’yi sedyeye. Radyoloji doktoru bir yandan ultrasonla bakıyor bir yandan da asistanı yazsın diye gördüklerini söylüyordu.
“Sol böbrekte orta ve alt polde en büyüğü 2,5 çapında birkaç adet, sağ böbrekte alt polde 2 mm çapında 1 adet kalkül ile uyumlu ekojeniteler izlendi.”
Evet, evet bir terslik vardı. Raporu uzattılar elime. Çocuk doktoruna iletmem üzere. “Nedir? dedim bahsettiğiniz şeyler”. “Böbrek taşları” dedi. Ben şoka girdim. Ama o arada radyoloğun da en az benim kadar üzüldüğünü öyle iyi hatırlıyorum ki. Böbrek taşı nedir? Henüz 9 aylık bir bebek için olabilecek bir hastalık mıydı bu? Benim bildiğim teyzelerde amcalarda olur taşlar. Hatta geçen yıl annemde kırdırdı böbrek taşını. Yani benim bildiğim bu hastalık yaşlı hastalığıydı. Düşünceler beynimi kemiriyordu.
Çocuk doktoru, ürolog, çocuk doktoru arasında mekik dokuduk. Böbrek taşı bebekte olduğu için bu hastalıkla çocuk nefroloji uzmanları ilgileniyordu. Doktorlar bu hastanede tedavi edilemeyeceğimizi işin uzmanı ile görüşmemiz gerektiğini söylediler. Bu bölüm doktoru yakınımda yalnızda bir özel hastanede vardı ve yalnızca sayılı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde bulunuyordu. İnternetten araştırmamızı yaptık. İşte tam bu sırada fark ettim ki, eşimin teyzesinin gelini nefrologdu. Ben yalnızca çocuk doktoru olduğunu biliyordum. Mesafe biraz uzaktı ama en azından muhatap olacağımız doktor bize eğrisiyle doğrusuyla her şeyi anlatacaktı. Buda 2. şansımızdı.
Böbrek taşı ile tanışma hikayemiz özetle bu kadar. Tedaviye başladık. Fırsat buldukça neler yaşadığımızı, nasıl bir yol izlediğimizi tek tek yazacağım.
Allah tüm yavrulara şifa versin. Dermansız dert vermesin.
Bir Cevap Yazın