-
Şımarık Dost
“Off’um, az birazda yok’um” demeyi öyle çok istiyorum ki…
“Şımarık Dost”
Tabir kendime. Şımarıklık olarak algılayanlar var, “Anlıyorum seni yoruldun” diyenler, “Herkese herşeyi paylaşma biraz insanlardan uzak dur” deyip kendini farklı sananlar. Farkı kalmadı kimsenin gözümde. Hayatımdaki herkes, (Özellikle altını çiziyorum) herkes gibi. Acımasız, küstah, şımarık, dengesiz ne derseniz artık…
…..
-
Bir Demet Özlem
“Dostluk” kavramını yitirdiğim anda hayatımı dolduran, her daim bana iyi gelen, “Sana ihtiyacım var” dediğimde, tabir-i caizse iki eli kanda olsa gelen, “Sana ihtiyacım var” diyebildiğim, “Bana ihtiyacın var, biliyorum” diyen tek insan… Özlem…
Olaylara sıcak, samimi, objektif bakan kaç insan girer ki hayatımıza. “Hep sen haklısın” demeyen, “Haksızlığını” ve “Haklılığını” kolaylıkla tespit eden, ender insan… Özlem…
Hep özlenen, Özlem’im… Güneşi elleriyle yakalayan, kocaman yüreklim…
İyi ki varsın kalender dostum…
…..
-
İnanılmaz Alıngan İnanılmaz Kırılgan
Kendimden bahsediyorum. Beni tanıyanlar yada tanıdığını zannedenler bile bilmiyorlar içimi, özümü. Öyle kırılgan, öyle alınganım ki haberiniz yok değil mi?
– Bir şey diyeceğim ama kırılmazsın dimi?
Cümlesini kurduktan sonra “Kırılmam” desem de inanma A Dost. Kırılırım. Hemde deliler gibi. Paramparça olur içim. Düşüncelerim yer bitirir beni.
– Kırılmadın, üzülmedin değil mi?
Soruna yanıtım her daim yalan olur.
– Kırılmazsın / alınmazsın / üzülmezsin değil mi?
…..