-
Sağlam kazıklar yedik ya, akıllandık mı ki?
Derler ya “Sinek küçüktür ama mide bulandırır” diye. Yok kardeşim ben sinekten tiksinmiyorum. Pırıl pırıl uçuyor, ota boka konuyor. Buna rağmen tiksinmiyorum. Ama öyle insanlar var ki, hatırladıkça, kendilerini hatırlattıkça tiksiniyorum onlarla aynı şehirde yaşamaktan…
Eşimle ben çok zor günler geçirdik. Kimseye “Zor geçiniyoruz” demedik, “İdare ediyoruz” dedik. Çünkü biz sıfırla evlendik. Kendimiz yaptık. Çalıştık, kazandık. Yeri geldi bayat ekmek kızartıp yedik. Yeri geldi “Amannn battı balık yan gider” dedik en kral restaurantlarda yedik yemeğimizi. Aslında zor günlerimizin süreci fazla uzun sürmezdi ama işte tiksindiğimiz insanlar çıkınca karşımıza bu süreç uzadı…
Hayatımızda o kadar tatlı ve bir o kadar menfaatsiz dostlarımız var ki. Bunların harici artık hayatımızda yoklar zaten. Diyorum ya, öyle sağlam kazıklar yedik ki. Dost sandıklarımızdan, dost sanıp da iş yaptıklarımızdan…
Akıllandık mı ki?
…..
-
Bir Daha da Davos’a Gelmem!
Günlerdir mutsuzluğunu yaşadığım olaylar art arda geldi. Mutsuzluğumu göstermek yerine mutlu Nihal olma çabası, “Nihal sen çok mutlusun birazda ben ağzına sıçayım laflarımla da beter ol!” la son buldu…
İnsan hayatta çok fazla kişiyi canını verecek kadar çok sevmez. Ama bu sevdiği insandan beklemediği anda işittiği laflar ve hareketler insanı mahveder.
Can öyle bir yanar ki. Bir başkası yapsa bu derece koymaz. İçine yumruk gibi oturur ve bir kez daha anlar hayatta kendinden başka kimsenin dostun olmadığını…
…..