-
“Kadın Olmak” İşte böyle birşey 😕
Kadın olmak ancak en iyi bu şekilde anlatılabilirdi…
Fazla söze gerek yok…
…..
-
Ağlayan Kadın
Tek tük yolcuların bulunduğu otobüsün arka koltuğuna oturmuş, elinde mendili ile bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve bir yandan da gözyaşlarını siliyordu kadın…
Derdi neydi bilmiyorum ama nedense içimi yaktı hıçkırıkları… Bir kadının ağlaması içimi yakar. Sebebi ne olursa olsun…
Bir Kadın Neden Ağlar?
Kadınlar çok kuvvetli canlılardır. O yüzden kadınları ağlatmak sanılan kadar kolay değildir aslında. İçinde biriktirir, biriktirir. Artık o birikim çekilmez hale gelir. O an kadın ağlar. Ama hep denir ki “Kadınlar her zaman her an ağlayabilir.” İşin aslı bu değildir. Daha duygusaldır kadın. Her şeyde ince düşünür. Bu yüzden birikimi daha çoktur. Bir film izler ağlar. Zamanında biri yakmıştır canını, o an ona ağlar. Bir şarkı çalar ağlar… Daha bir sürü şeye ağlayabilir. Ama bunun altında yatan ince detayı kimse algılayamaz…
…..
-
Benim Hikayem
“Bir insanı sevmekle başlayacak her şey” demiş üstad. Benim Hikayem’de böyle başladı…
Etrafımı saran olumsuzluklar, içinden çıkılmaz hale gelmişti yaşadığım sandığım hayat. Bir çıkış yolu olmalıydı. Güçlü değildim ben, daha yaşım neydi. Güç bende ne gezerdi. Hayatı boyunca zorluk görmemiş olan ben, nasıl güçlenmiş olabilirdi ki…
O çıktı karşıma ıslanmış uzun saçları ve dizlerine kadar uzanmış paltosuyla. Elimden tuttu benim. İşte o an “Benim Hikayem” başladı…
Farkında olmadan dünyanın en güzel hediyesini vermişim kendime. O’nu sevmekle kendimle yeniden tanıştım. Aslında ne kadar da güçlü bir insan olduğumu anladım.
O’nu sevmekle sevginin ne kadar değerli olduğunu anladım.
O’nu sevmekle sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu hissettim…
…..
-
Koca Koca Binalar ve Korkularım
Koca koca binalar, ama nedense sokaklar bomboş…
Küçük bir mahallede büyüdüm ben. Akşamları saklambaç oynardık sokak lambasının beton gövdesinde. Aydınlattığı kadar yerde de çelik – çomak, sek sek… Her akşam değişirdi oyunlar. Kar yağdığı zaman kardan adam yapardık, kar topu oynardık. Ve karanlıktan hiç korkmazdık…
Akşam yemeği yendikten sonra çay demlenirdi ılık yaz akşamlarında. Önce annem babama çayını verir, daha sonra kaçardı o da bizimle beraber. Bilirdi ki arkadaşları ya Fatma Hanım’ın kapısının önünde ya da çoktannn kendi kapısının önüne toplanmışlardır. Bilirdi herkes, birşey demezdi babam. Kahveside yoktu, sigarasıda. Haberleri izler erkenden yatardı. Eğer gelmezse hanımının arkadaşlarından birinin eşi iki çift siyaset konuşmaya. Sevmezdi babam siyaseti. Ama dinlerdi. Çok konuşmazdı. Çok konuşana kızardı. Ama belli etmezdi. Kumanda hep bizde olurdu. Biz ne izlersek onu izlerdi…
…..