-
Soğuk Algınlığı ve Burun Tıkanıklığı İçin Soğan İle Karanfil
“1919 yılında, dünyada 40 milyon kişi gripten ölmüştür. Bir doktor birçok çiftçiyi griple mücadelede yardım amacıyla ziyaret eder. Birçok çiftçi ve ailesi grip kapmıştır ve maalesef ki ölmüşlerdir.
Doktor ziyaretleri sırasında bir sürprizle karşılaşır. Bir çiftçi ve ailesi çok sağlıklıdır. Doktor “Böyle olabilmesi için herkesten farklı ne yaptınız?” diye sorar. Çiftçinin eşi, “Odaya bir tabak içine soyulmamış bir soğan koyuyoruz.” der. Doktor buna inanamaz ve bu soğanlardan birini alarak laboratuvarda inceler ve soğanın içinde grip virüsünü görür. Soğan açıkça grip bakterisini içine çekmiş ve bu sayede de aile sağlıklı kalmıştır.”
Soğanın faydaları mucize gibidir. Yemeden sadece soluyarak şifa olması da mucize ötesidir. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile çocukların odasına soğanı ikiye bölerek, farklı bir şekilde üzerine karanfil batırarak koydum. Geceleri burun tıkanıklığı sebebiyle uyuyamayan çocuklar o kadar güzel uyudular ki. Halbuki önceki hastalıklarında sabaha kadar 10 dakikada bir uyanıyorlardı. Böylesi zahmetsiz bir mucizeyi denemenizi tavsiye ederim. Odalar soğan kokuyor ama buna değer.
Herkese şifa diliyorum özellikle çocuklarımıza ♥
-
Soğuk Algınlığı İçin Soğan Suyu İle Bal Karışımı
Çocuklar hastalandığı zaman ateşleri olmadıkları sürece bekliyorum. Evde serum fizyolojik, ıhlamur çayı ve ballı limon suyu vererek vücut dirençlerini yükseltmeye çalışıyorum. Genelde bu süreci bu şekilde geçirirsek ateş bile olmadan 3 günde hastalığın seyri iyi yönde ilerliyor ve 1 haftada iyileşiyorlar. Dün bir arkadaşım yeni bir karışım önerdi. İnci için yaptım. Şurup niyetine içirdim. “Anne bu şurup değil ki, soğan suyuuu, öğyykk” dese de içmişti artık 🙂 Birde 2 gündür soğanla karanfil koyuyorum odalarına. (Yapılışını “Soğuk Algınlığı ve Burun Tıkanıklığı İçin Soğan İle Karanfil” yazımda bulabilirsiniz.) Bu sabah çok güzel uyandı. Soğan ile sağlık arayışındayız 😀
Soğan Suyu İle Bal Macunu Nasıl Yapılır?
…..
-
Kedi Tırmalaması
Gün geçmiyor ki çocuklarla illa başına bir şeyler geliyor. Bir kaç ay önce parkta bir kedi geldi yanımıza. Kedi bembeyaz ve tertemiz. İnci kedi için çıldırır. Yine çıldırdı ve bu sefer kedi sevme olayını abarttı. Kedi sevilmekten sıkıldı ve yüzüne patileriyle vurdu. Kaşlarının ortası kanıyordu. Allah’tan parkın hemen yanında hastane vardı da apar topar acile koşturduk. Hemen tırmalanan bölgeye pansuman yapıldı. Doktor “Türkiye’de kedi tırmalaması sonucu kuduz bulaşmıyor. Ama içiniz rahat etmezse ilgili sağlık kuruluşuna götürebilirsiniz” dedi. Başka bir yere götürmedik. (Benim tecrübemi referans olarak kabul etmeyin) Yara bir kaç güne geçti…
-
Hipospadias (Peygamber Sünneti)
Ege’ye doğum yaptım, gözlerimi hafif hafif aralıyorum. “Bebeğim nasıl diyorum? Çok güzel, biliyor musun Peygamber sünnetli doğdu” diyorlar kocaman bir gülümsemeyle. Algılayamıyorum, “Ne yani sünnet yaptırmayacak mıyız?” diyorum iç sesimle. Oysa doğar doğmaz sünnetini yaptırıp çıkacaktık hastaneden. Öyle planlamıştık…
“Yarım sünnetli ama” diyor annem. Üstünde deri var ama altı sünnetli. Narkozun etkisi devam ediyor, doğrulup bakamıyorum, gözlerimi hala tam anlamıyla açamıyorum. 🤗
Doktor kontrolünde anladık işin aslını. “Hastalığın ismi güzel ama zorlu bir ameliyat süreci olan bir anomali” dedi doktorumuz…
-
Kızım’a
Ne güzeldi çocukluğum… Hiçbirimiz birbirize küsmezdik, küsülse bile neden küsüldüğü bilinirdi. Şimdi öyle mi? Müneccim olmak gerekiyor. Herkes birbirine laf sokuyor. Ortaya bir laf atılıyor “Amannn yarası olan gocunsun, üstüne alınan alınsın” deniyor.
Artık dostluklarda günübirlik yaşanıyor. Bugün iyi olduğun yarın yok oluyor…
Yalanlar, şaşaalı sözler, canımlar, cicimler havada uçuşuyor…
Öyle yorgunum ki, sırtımın ağrısı mideme vuruyor. Bunları düşünmek hepten midemi bulandırıyor…