-
İnanılmaz Alıngan İnanılmaz Kırılgan
Kendimden bahsediyorum. Beni tanıyanlar yada tanıdığını zannedenler bile bilmiyorlar içimi, özümü. Öyle kırılgan, öyle alınganım ki haberiniz yok değil mi?
– Bir şey diyeceğim ama kırılmazsın dimi?
Cümlesini kurduktan sonra “Kırılmam” desem de inanma A Dost. Kırılırım. Hemde deliler gibi. Paramparça olur içim. Düşüncelerim yer bitirir beni.
– Kırılmadın, üzülmedin değil mi?
Soruna yanıtım her daim yalan olur.
– Kırılmazsın / alınmazsın / üzülmezsin değil mi?
…..
-
Bütün Gemileri Yaktım!
Sabırlı olma konusunda ender bulunan kişilerdenim. Ama sabrımın tükendiği yerde, bütün gemileri yakarım…
…..
-
Neydik, Ne Olduk!
“Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı.” demişti bir kere Geometri öğretmenim… Ne demek istediğini o zamanlar anlamamıştım. Ama şimdi çok iyi anlıyorum…
Eskiler, eski günler, eski arkadaşlıklar, eski akrabalıklar çok uzakta kaldı. Eskiden biz kocaman bir aileydik. Hafta sonları evimizde hep misafirlerimiz olurdu…
Ben şanslı çocuklardandım. Çünkü annemin ve babamın annelerini ve babalarını gördüm. İki tane dedem vardı. İkisi de dağ gibi adamlardı. Onlar gitti ve birçok şey bitti…
Dayılarım vardı. Onların eşleri, onların çocukları. Hafta sonlarımız biri gelmezse diğeri gelir, hatta hafta içi bile beraberdik. Dedem (Annem’in babası) ölünce, mal davası yüzünden gittiler, bittiler…
…..
-
Merhaba, Ben Nihal!!
Merhabalar;
İlk yazımla öncelikle kendimi tanıtmak isterim sizlere.
Bir çoğumuz gibi hayatında vazgeçilmezleri olan, 26 ay 15 günlük evli, eşini çok seven ve değer veren, eşi yemek yediğinde kendi yemiş gibi doyan…
Annesini çok seven ve özleyen, annesinin kokusunun dünyanın en güzel kokusu olduğunu söyleyen, ziyarete gideceği zaman annesi “Ne pişireyim kızım sana” dediğinde pırasa yemeği ve beyaz lahana sarması isteyen…
Babasını çok seven ve özleyen, hayatı boyunca istediği “Evleneceğim adam babam gibi olsun” u sonunda bulan, ama nedense sevgisini babasına bir türlü gösteremeyen…
…..