20’lik Dişimi Çektiler, Beni Benden Ettiler…
“Bir insanda 4 tane 20’lik diş olur mu yaaa?” diye doktora ağlarken anladım sonunda kurtulduğumu bu azaptan…
Beni tanıyanlar bilirler. 18 yaşından beri bazı dönemlerde “Nasılsın?” sorusuna verdiğim cevaplardan:
“Daha 18 yaşındayım ama 20’lik dişim ağrıyor.”
“Çektirsem mi yoksa biraz daha mı beklesem? Yaşım 23 oldu ama hala çıkmadı bu diş.”
“Yaaa bende bir tane daha 20’lik diş varmış. Onuda çektirmem gerekiyor.”
“Anne inanmayacaksın ama çektirdiğim 2 tane 20’lik dişin üzerine 2 tane daha olduğunu gördüm. Çünkü dişin biri şişti, diğeri de ucundan azıcık gösterdi kendini.”
3. dişi diş hekimi rahatlıkla çekti ama 4. dişi çekemedi. “Ameliyatla alınacak” dedi. Okmeydanı veya Çapa Hastanelerini önerdi. Ama randevu alma konusunda becerikli olamadım. Sağ olsun Canım Annem, kendi dişleri için gittiği doktorun diğer hastasına kulak misafiri olmuş ve benim durumumda olduğunu düşündüğü kişinin dişini çektiğine ikna olmuş.
“5 dakikada çekmiş Nihal. Kızın hiç canı acımamış. Randevu al.” dedi ve ben nasıl bir gaflette bulunduysam aldım…
Planım aynen şöyle:
“Saat 11:20’ye aldığım randevu en geç Saat 12:00’da bitse rahat rahat evime dönerim. (Hastane ile evim arasında 3 saat yol farkı var.)”
İçime mi doğdu nedir? Normalde dişçi koltuğundan hiç korkmam. Bu sefer bariz titriyorum. Önce muayene etti ve röntgen istedi. “Heh” dedim “Diğer doktorlar gibi beceremeyecek başka hastaneye sevk edecek.”
Tabi röntgen yüzünden öğleden sonraya kaldım…
Röntgeni çektirdim doktorun yanına çıktım…
Röntgene baktı ve “Çekeyim mi?” dedi. “Nasıl bir sorudur bu doktor. Ben neden geldim. Çekebilecek misin? Çekebileceksen çek” sözlerini aklımdan geçirdim ama diyemedim. Sadece “Çekin” diyebildim. Yatırdı beni koltuğuna yanağıma, damağıma, dişin köküne ve çeşitli yerlere iğneyi batırdı. “Dışarıda bekle, 5 dakika sonra gel” dedi.
Dışarı çıktım. Değil 5 dakika 15 dakika geçti. Yüzüm uyuşmanın ötesine geçti. İçimden bir ses “Boş ver Nihal, git” diyor, diğeri melek midir şeytan mıdır belli değil “Saçmalama Nihal, çabucak olacak. Gir içeri çektir ve kurtul” diyor.
Cesaretimi topladım sandım ve doktorun odasına daldım. Meğer toplayamamışım. 🙁
Başladım titremeye. Dualar okuyorum yarım kalıyor.
“Cırttttt” diye bir ses. Gözümün önüne dişin hayali geliyor. Dişin üzerine abanan etleri kesiyor. Doktor bir yandan beni telkin ediyor “Buraları biraz rahatlatalım.”
…….
Yaşananları tek tek anlatmayacağım. Çünkü amacım kimseyi korkutmak değil. Her çene yapısı benim çene yapım gibi de değil. Benim çene yapım 28 diş kapasiteliymiş. 🙂 Fazladan 1 dişi bile kabul etmedi. Kaldı ki 4 dişi nasıl kabul etsin?
Kapının önünde bekleyen ablam yarım saatte bittiğini söyledi. 5 dakikada biteceğini hayal ettiğim operasyon sonucunda kafamı yana çevirdim ve nur topu gibi dişimi gördüm. 🙂 “Aman Allah’ım O ne güzellik o öyle.” 🙂
“Bitti mi?” dedim. “Bitti” dedi. “Bir insanda 4 tane 20’lik diş olur mu yaaa?” dedim. “Olur” dedi. “Dişi mi alabilir miyim?” dedim. “Bugüne kadar sen taşıdın, senindi. Dişi ben çektim bundan sonra benim.” dedi ve vermedi. Canı sağ olsun, beni bu dertten zorda olsa kurtardı ya, varsın O’nun olsun 🙂
Bir de ne göreyim. “Bitti” dediği şey dişin çekimiymiş. Bir de dikiş atılacakmış. Simsiyah upuzun bir ip. Kapadım gözlerimi. Ne kadar uyuşturulursa uyuşturulsun, hissediyor insan. Operasyon esnasında ilk morfin harici çok fazla morfin vuruldu. Çünkü çok fazla hissettim. Bütün yapılan morfinlere rağmen dikişi de hissettim…
Her şeye rağmen şimdi “İyi ki O diş hekimine gitmişim” diyorum. Diğerleri gibi başından savmadı. Sonuçta sadece ben eziyet çekmedim. O’da en az benim kadar eziyet çekti. Zor bir dişti. Can acısıyla teşekkür edemedim ama dikişleri aldırdığım gün teşekkür edeceğim…
Eğer benim durumumdaysanız Darıca Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Dt. Ali Yılmaz’a gidin. Bunca yazıya rağmen Diş Hekimi’nin adını vermeyecektim ama herkes faydalansın istedim. 🙂
Darıca Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Dt. Ali Yılmaz bir gün bu yazımı okursanız eğer, ayrıca buradan da size çok teşekkür ediyorum. Beni başınızdan savmadığınız ve başarılı bir şekilde beni kabir azabından kurtardığınız için…
Elif Yılmaz
09 Mayıs 2013 at 23:27Nihal
13 Mayıs 2013 at 21:18