Ağlayan Kadın

Ağlayan Kadın

Tek tük yolcuların bulunduğu otobüsün arka koltuğuna oturmuş, elinde mendili ile bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve bir yandan da gözyaşlarını siliyordu kadın…

Derdi neydi bilmiyorum ama nedense içimi yaktı hıçkırıkları… Bir kadının ağlaması içimi yakar. Sebebi ne olursa olsun…

Bir Kadın Neden Ağlar?

Kadınlar çok kuvvetli canlılardır. O yüzden kadınları ağlatmak sanılan kadar kolay değildir aslında. İçinde biriktirir, biriktirir. Artık o birikim çekilmez hale gelir. O an kadın ağlar. Ama hep denir ki “Kadınlar her zaman her an ağlayabilir.” İşin aslı bu değildir. Daha duygusaldır kadın. Her şeyde ince düşünür. Bu yüzden birikimi daha çoktur. Bir film izler ağlar. Zamanında biri yakmıştır canını, o an ona ağlar. Bir şarkı çalar ağlar… Daha bir sürü şeye ağlayabilir. Ama bunun altında yatan ince detayı kimse algılayamaz…

Hele bir kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyorsa, vay derim onu ağlatanın haline…

Aziz Nesin – Bir Kadını Ağlatmak yazısını keşfettim. “Bir Kadın Neden Ağlar?” araştırması yaparken. Aziz Nesin kadar güzel anlatamazdım. O yüzden direk o yazıyı paylaşıyorum sizlerle…

Hiçbir kadın aslında ağlamak istemez. Erkekler sanır ki kadın kendini acındırmak için ağlar. Aslında o ağlarken gülüyordur erkeğe göre. Ama kadında ağlar. Ama gülen kadını kim istemez. Kadın ağlarsa kendinizi eksik hissedersiniz. Yani yetersiz kaldığınızı düşünürsünüz. Oysa gerçek farklıdır. Kadınlar derin varlıklardır. O kendi derinine siz ulaşamadığınız için, içindeki derin pınarın siz tarafınızdan keşfedilmesi, fark edilmesi için ağlar.

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.

Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli…

Ve kadın ağlar; hem de çok! Ağlayarak Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.

Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! O zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.

Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı…

Çok ağlayan kadınlar, birçok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan…

İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.

Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!

Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.

O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, önünde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!

Peki kadınlar erkekler için ya da giden erkeğin arkasında mı ağlarlar. Töreye, cahilliğe ve hala eksik olarak kabul edilmelerine de ağlarlar kadınlar.

Nedendir niyedir diye sormazsın. Kimedir gözyaşları bilemezsin. Ağlamak istiyor ve ağlıyor. Belki kanadı kırık bir güvercinin çırpınışına, belki mazideki bir anıya yada gecen her seneye.. Vardır mutlaka bir sebebi. Ya da içini acıtan biri…

Gözyaşlarıyla onu ona anlatan, çığlığı haykırışı o her damlada saklayan. Akmış rimellerini onu çirkin göstereceğini düşünmende boşaltır kadın içini. Oysa o hali ile daha öpülesi daha okşanasıdır kadın. Hangi tartı ölçebilir bir kadının gözyaşının değerini. Sarraf işi bu! altından mı yoksa pırlantadan mı değerli.

Bir damlası ne kadar acıtır bir erkeğin içini. Ne hissettirir elleri yüzünde hıçkırıklarla ağlaması sevdiğinin bir erkek yüreğine. Sulandırmaz mı bizlerin de gözlerini. Kadını ağlarken yalnız bırakmak, ağlayan kadından bile aciz duruma düşürmez mi bir erkeği. Sebebi ne olursa olsun; ağlayan bir kadın terk edilmez, bırakılmaz, gidilmez.

Kadının gözyaşına timsah gözyaşı diyenler kendi gözyaşlarına ne diyebilir ki. Ağlayan bir kadına dayanabilecek erkek yoktur. Başka türlü söyleyecek olursak, bir erkeğin dayanamayacağı bir durum varsa o da ağlayan bir kadındır. Ne kadar güçlü, sert mizaçlı olursa olsun bir kadının ağlayacağı bir zaman vardır ve sonunda ikincil kazanç muhakkaktır. İşin doğrusu bu tepkiyi de hiçbir erkek hesaplayamaz. Çünkü kadın, bilerek ya da bilmeyerek (bunu ayırabilene saygı duyarım) öyle bir zamanda ağlamaya başlar ki, taş olsanız dayanamazsınız.

Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini,dikkate alınmasını ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz; ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.. Bir kadın güçlüdür aslında. Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.

Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgidir aslında.içinde her zaman sevgiyi taşır, sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever, ama,tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.

Bir kadın yalnızdır aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız, onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın çılgındır aslında. Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Üreticiliğinin sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz üreticiliğini. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.

Çünkü hayatın içinde olan herşey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile.bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz.

Kadınları ağlatmayın beyler. Kadınların ağlayışını kabahatiniz olarak kabul edenlerden olun. Onların ağlayışı sizin azalışınızdır. Kadın ağlıyorsa erkek eksiktir. Kadın ağlıyorsa erkek kadını anlamamıştır. Kadın ağlıyorsa kendiniz suçlu değil, güçsüz hissedin sadece. Ağlayan kadın ortak hayatınızın alarm çanıdır aslında ve ilişkinizin S.O.S verdiğini size en açık şekilde bildirir. Bir panzehirdir kadının ağlayışı. Yani kadın ağlıyorsa ardından yuvanıza, ekmeğinize, mutluluğunuza kar bulutlar geliyordur. Önlem alın diye sizi ikaz eder kadını ağlayışını. Kadının ağlayışının ardında, naz, cilve ve eda yoktur. Dupduru, apaçık gerçeğin kendisi vardır.

Kadınları ağlatmayın. Kadınlar ağladıktan sonra siz gülmüşsünüz ne önemi var.
Kadınları ağlatmayın. Zira onlar ağlamak için değil gülmek için, zulüm değil merhamet için, nefret değil sevgi için, savaş değil barış için yaratılmıştır. Kadınları ağlayan toplumlar top yekün yok olmalara adaydır.

Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin. Çünkü ALLAH gözyaşlarını sayar. Kadın; erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı. Öyle olsaydı ezilirdi. Üstün olsun diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı. Eşit olsun diye. Kolun biraz altında korunsun diye. Kalp hizasında sevilsin diye.

Toprak, yaz yağmurundan daha bol yağan kadın gözyaşına her nedense her zaman hasrettir. Deler ya ağlarsa anam ağlar. İşte o ana kadındır. Kadın ağlarsa yer gök ağlar. Kurdu kuşu cümle tabiat ağlar. Çünkü ana hakkı kutsaldır. Canından can yaratmıştır. Kanından kan vermiştir. Büyütmüş beslemiştir. Emzirmiştir. Analarınızı ağlatmayın dostlar. Bacılarınız ağlatmayın.
Kadınını ağlatan erkeği Tanrı terk eder. Artık o şeytanın kontrolündedir. Kadın olmak ne zor şeydir bilir misiniz a dostlar? Ev, çoluk, çocuk, bulaşık, çamaşır her şey onun üstünedir. Kadın ağlarsa artık her şey bitmiştir. Son söz gibidir onların gözünden akan her yaş damlası. Yada yaşanılan her neyse o damlalar son noktayı koyar.
Kadın ağlarsa susacaksın arkadaş. O göz yaşı senin içindir. Kadının hakkını verirseniz kadın ağlamaz.

Kadın hakkı nedir diye sorarsanız. Cevabı çok basittir aslına. Kadın hakkı kadınların insan haklarını erkekler kadar özgür kullanma iradesinden başka bir şey değildir. Sevilen kadın ağlamaz. Onları seviniz.

İstedikleri sevgidir. Katıksız, yalın ve çıkarsız bir sevgi. Koşulsuz, komutsuz, korkusuz bir sevgi..

Ağlayan kadın anlamayan erkek demektir.

Hepsi bu kadar….

Bir Cevap Yazın

© 2010 - 2018 Nihalce. Tüm Hakları Saklıdır.
Lestat
Önceki yazıyı okuyun:
Uğur Böceklerim
Uğur Böceklerim

Uğur böceklerimle işe başladığım gün karşılaştık. Masamın üzerinde bekliyorlardı... Bende aldım onları klavyeme yapıştırdım. Biraz işlerime engel oluyor ama varlıkları...

Kapat