Anne Kokusu
“Anneler hep aynı kokar” dedi bir dost ve bana ilham kaynağı oldu…
Anne’M;
Ne güzel bir kelimedir bu. Ne kadar da büyük anlam taşır sırtında. Canım Anne’M… Öyle özlemişim ki seni, içime doyasıya çektiğim kokun, tenime sinmiş. Sen kokuyorum sanki buram buram. Daha küçücüktük, “Herşeyi bil kızım” dedin, “Yaptığın bana ise, öğrendiğin kendine.” Sen nasıl bir Anneymişsin ki bana herşeyi öğrettin. Beni kimseye mahçup etmedin. “Ah, ahh kızım, ben nelere katlandım.” dedin, sabretmeyi öğretti bana. Torunlarını sevdiğin de ne kadar da üzülürdüm, “Anne’M artık beni sevmiyor mu yoksa?” diye. İçten içe iç geçirirdim. Anlamamışım Anne’M. Senin yerin ayrı derdin de, hep duymazdan gelmişim…
Anne’M;
Sen Allah’ın nasıl bir lütfusun ki benim Anne’M olmuşsun. Nasıl da sabırla bekledin benim büyümemi, uslanmamı? Kaç sefer canını yaktım Anne’M. İnan ben hatırlamıyorum. Kaç sefer mahçup ettim seni. Onca şeye rağman kim affedebilirdi ki… Kim tekrar tekrar bağrına basabilirdi ki…
Anne’M;
Çiçek kokulu Anne’M. Canım Anne’M…
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne. Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…
Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi.
Bazen mutfakta dalıp giderdin yemek yaparken,
Tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…
Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; “Mutsuz mu kızım?” diye,
Çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
Yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum, açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler.
İclal Aydın
Anne’M;
Ne çok özledim seni bilemezsin. Bu şehir bana dar geliyor… Kilometreler içimi yakıyor… Ben ne kadar da kimsesizmişim, bugün anladım… Otobüs durağındaki insanlara tebessüm ediyor, sabahları karşı komşumla karşılaşsam diye ümit ediyorum… İnsan ne kadar da yalnız kalıyormuş Anne’M… Buralar bana dar geliyor, yalnızlık içimi dağlıyor… Biz ayrı bedenlerde ne kadarda birmişiz meğer… Anne’M…
Seni çok özledim… Kokuna hasret kaldım Canm Anne’M!!
29.12.2008
Kızın Nihal
canım anneme benden
09 Mart 2014 at 13:03