Bir İnsan Araba Plakasını Neden Çalar?
Salı günü başımıza gelen, komik bir trajediden bahsetmek istiyorum. Aracımızın 2 plakası birden çalındı…
İlk önce 155’i aradım. Konu ile ilgili ne yapmam gerektiğini sordum. Kaydı aldılar ancak en yakın İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gitmemi ve tutanak tutturmamı söylediler…
“Plakasız yola çıkılmaz” dedim. Atladık otobüse emniyete gittik. Adamların başı bir dünya mevzuyla dolu. “Aracınız nerde?” dediler. “Getirmedik. Çünkü plakasız nasıl yola çıkalım?” dedim. “Olmaz, getireceksin” dediler. O zamana kadar hiç birşey olmamış gibi davranan ben, sinir boşalması yaşadım ve neredeyse bayılacaktım. Eşime “Ben burada bekleyeyim sen git, al, gel” dedim. “Burada bayılırsam mutlaka ilgilenirler”.
İlçe Emniyet’in bahçesinde eşimi beklerken bir güzel ağladım ve kendime geldim. Araba sorunsuz bir şekilde gelmeyi başardı. Tutanak tutuldu. Ertesi gün yapmamız gerekenler hızlıca söylendi. Aklımızda tutamadık. Sağolsun Google, yardımını esirgemedi…
Ertesi gün (yani dün) ilk önce Araç Muayene İstasyonu’na gittik. Uzunnnnca bir fiş numarasına girdik. Neyse ki sıra çabuk geldi. İşlemlerimizi yapan görevli “Bekleyin sizi anons edecekler. Aracınızı ön tarafa çekeceksiniz” dedi. Ön taraf denilen yer ana – baba günü. Anonslar yapılıyor. Hemen araçların arasından anons yapan kişinin yanına gittim. “Burada anons nereden duyuluyor” dedim. Adam güldü. “Anonsu ben yapıyorum” dedi. Sanırım çizmeli kedi bakışıma dayanamadı ve sıra numaramızı sorarak “Hemen aracınızı getirin” dedi. Gerekli incelemeler yapıldı.
Eeee şimdi sırada ne vardı?
Gece Google’dan önerileri almıştık ama ben yinede emin olmak için görevliye sordum. Sırada Trafik Şube Müdürlüğü vardı. Allah’tan Zeynep’imiz (Navigasyon). Kolayca buldu her yeri…
Trafik Şube Müdürlüğü’ne gittik. Bir kuyruğa girdim. Camlarında e-randevu sistemine geçildiğinden bahsediyor. İçimden dualar ediyorum. “Allah’ım ne olur bugün şu işleri halledelim” diye. Sıra bana geldi. Polis Memuru “e-randevudan sıra almanız gerekiyor” dedi. “Ama, ama…” Kekelemeye başladım. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. “Lütfen, bugün bu işlemleri halletmem gerekiyor. Ne olur, yardımcı olun” dedim. Nuh diyor, Peygamber demiyor. Çizmeli kedi bakışımla, -ki bunu bilinçli yapmadım. Çünkü çok üzülmüştüm. Tekrar yalvarmaya başladım. Evet ciddi ciddi yalvardım. Allah razı olsun, “Tamam” dedi. Belgeleri onayladı. “Şimdi nereye gideceğim” diye sormadım bile 🙂
Google notlarımda sırada Şoförler Odası vardı. Çabucak plakamı bastılar ve 22 TL. karşılığında aldım. “Oleyyyyyyy, ollleeeyyyyy, oleyyyyy. Plakama kavuştummmm” iç sesiyle arabama koştum. Önce ön camın önüne, sonrada arka cama yerleştirdim, “Benimde artık plakam var” dercesine 🙂
Bu arada plakasız olarak bayağı bir yolu sorunsuz bir şekilde katettik.
“Sırada ne var” dedim eşime. “Şimdi Bülent Usta’ya gidiyoruz. Bunu biz takamayız” dedi.
Bülent Usta çalanlara küfrede küfrede güzelce vidaladı 🙂
Plakaların çalındığı yer bir alışveriş merkezi yanıydı. Sonrasında alışveriş merkezinin yönetimini ziyaret ettik ve elimizdeki tutanaklarla kamera kayıtlarını istedik. Kayıtları aldık. İzlemeye fırsat bulup, -ki bu ancak haftasonu mümkün olur. Çalınma anını polislere teslim edeceğiz. Çünkü tutanağımın altında “Davacıyım” yazıyor. 🙂
Şimdi gelelim asıl meseleye. Bir insan, -ki ben bunları insan olarak görmüyorum. Nasıl böyle bir şey yapar? Derdin ne kardeşim? Tamam çalıyorsun. Neden ikisini birden alıyorsun?
Bir Cevap Yazın