Bu Bir Çocuk Değil, Bence Bir Canavar!

Bu Bir Çocuk Değil, Bence Bir Canavar!

Dışarı çıktığımda, puset içerisinde torununu gezdiren üst kat komşumla merhabalaşırdık. Pusette “Tatlı şey şeniiii” diyerek sevdiğim sevimli bir bebek (kız mı erkek mi bilmiyorum, merak edip sormadım) vardı. Sonra zaman ne çabuk geçti bilmiyorum ama o tatlı şey canavara dönüştü… 

Yerinde durmayan bir çocuk düşünün. İşte ondan oldu. Evde olduğum zamanlarda sinir krizi geçiriyorum, yer silme bezinin sopasıyla tavana vuruyorum. Sonra kısa süreli bir sessizlik, sonra yine hobaaa.

Sonra işe girdim. Hatta 11 Aralık 2012 Facebook iletim: “Üst katımızda tepinen çocuk, bir gün iznim var onunda içine s.çtın.” şeklindedir. İzin günlerimde bile uyutmadı beni. Sonra ses kesildi. Ben işten çıktım ve yaklaşık 3 haftadır duymuyordum.

Freddy Krueger

Sonra ne oldu bilmiyorum cumartesi gününden beri geri geldi Freddy tırnak seslerinin verdiği rahatsızlıkta ses çıkartan velet.

Normal şartlarda böyle bir çocuk olamaz. Ne yaramaz çocuklar gördüm, ama böylesini görmedim yani böyle ses çıkartanı duymadım. Çocuk yerinde durmuyor, sürekli tepiniyor. Koşuyor, zıplıyor, bir şeyler döküyor, bağırıyor, ağlıyor… Offff ben yazarken yoruldum.

Bu sabah yine Freddy’nin sesiyle uyandım. Gün boyu o ses hiç bitmedi. “Bu çocuk hiç uyumaz mı ya?” diyerek ağlamamak için kendimi zor tuttum. “Yada hakikaten bu çocuk değilde bir canavar mı?” diye iç seslerimle boğuştum. Yine kendimi elimde yer silme bezinin sopasıyla tavana vurarken buldum. Saydım. Tam 10 kez. Nasıl bir sertliktir bu ya, elim hala acıyor…

“Ses kesildi. Yoksa Freddy başka planlar peşinde mi?” iç seslerimle beraber kapı çaldı. 

“Bir, iki… Freddy bulacak seni,
Üç, dört… Çabuk git kapını ört,
Beş, altı…. Yanından ayırma haçı,
Yedi, sekiz…. Bu gece uyuma deriz,
Dokuz, on… Freddy geri dön…”

şarkısı çalmaya başladı. 

“Korkunun ecele faydası yoktur”, “Sonunu düşünen kahraman olamaz” replikleriyle kapıya gittim. Ama öyle hemen kapıyı açmak olmazdı. Sonuçta gelen kişinin kim olduğunu biliyordum ama biliyormuş gibi yapmamak lazımdı. “Kim o?” dedim ama cevabı almadan kapıyı açtım.

Ananeee. Kıyamam sana. Anca mı geldim aklına?

Kadına kızgındım ama sonra bir anda üzüldüm. Sonuçta ne yapabilir ki. Kadın çocuğunun çocuğuna bakmak zorunda bırakılmış. “Evlat işte atsan atılmaz satsan satılmaz” derler ya. İşte bu noktada diyecek söz kalmıyor. Ama keşke çocuk eğitiminin eskisi gibi olmadığının bilincinde olsaydı da bu konuda eğitim alsaydı.

Cumartesiye kadar idare etmemi istedi. Özür de diledi. O özür diledi, ben yerin dibine girdim. Sonuçta kaç yaşında kadın. 2,5 yaşındaki g.tü boklu velet yüzünden özür dilemişti. 

Bu yazıyı okuyup ta aynı dertten muzdarip olanlar: Siz sakın kapılarına gitmeyin. Haklıyken haksız duruma düşersiniz. Aynı şekilde komşularınızı rahatsız eden biriyseniz, ki öyle birinin böyle bir yazı aratıp okuyacağını sanmıyorum ama, olur ya denk gelirse, ne olur daha dikkatli olun. Çocuk eğitimi evde başlar. 

Bir Cevap Yazın

© 2010 - 2018 Nihalce. Tüm Hakları Saklıdır.
Lestat
Önceki yazıyı okuyun:
Karabük'ün Yöresel Yemeği: Bandırma Tarifi
Karabük’ün Yöresel Yemeği: Bandırma Tarifi

Bandırma Karabük'ün Yöresel yemeğidir. Kastamonu taraflarında da yapılıyormuş. Kimileri "Tirit" diyor. Ama bildiğim ve yediğim "Tirit"te cevizde kullanılıyor. O yüzden...

Kapat