Duyarsızlaşmak

Duyarsızlaşmak

Terapi İstanbul Uzman Psikolog Sevtap Çakmakçı’nın “Toplum olarak unutmak ve duyarsızlaşmak” konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmak istedim. O kadar güzel anlatmış ki ülkemizde gündemin çok hızlı değiştiğini…

“Ülkemiz son yıllarda çok üzücü, ezici, unutulması zor haberler ve olaylar içinde varlığını ve de ruh sağlığını korumak durumunda kaldı, hala da kalıyor. Her kötü haberle sarsılıp, kaygılanıyoruz. Ancak daha bu durumu sindiremeden hemen yeni ve bazen öncekinden de sarsıcı bir haberle yüz yüze geliyoruz. Bu, bizim  gelişmekte olan ve demokrasiyi tam olarak sindirememiş toplumlarla paylaştığımız ortak kaderimiz. Gündem çok hızlı değişiyor ki, duyarsızlaşmaya başlamak da kaçınılmaz bir hal alıyor. Bu belirsizlik ortamında artık kötü gelişmelere beklenen tepkileri ver(e)meyen kişiler, belki de en kolay yönetilip yönlendirilecek kitleleri oluşturuyorlar. En yüksek ses ne diyorsa onun dediğini yapıp o doğrultuda davranmak en kolay yol oluyor kitleler için. Yani kısacası insanın içindeki doğal eğilim olan unutma refleksi ile bunu çok da güzel yöneten egemen güçler bir araya geldiğinde toplumsal unutkanlık çok kolaylaşabiliyor” diyor…

Değerlerini muhafaza edemeyen bir toplum mu olduk? Topluma karşı duyarsızlığımız, unuttuğumuz değerlerimiz, bizi birbirimizden kopararak ve ayrıştırarak, toplum bilincimizi kaybetmemize mi neden oluyor?  Toplumsal hafızayı canlı tutarak yaşanılanlardan ders çıkarmalı ve sebep olan faktörleri bulmalıyız…

Unutmak, tıpkı bizi hayatta tutan ve ilk bakışta olumsuz algılanan korku gibi, çok doğal bir zihinsel reflekstir. Bir savunma mekanizmasıdır. Hatta bazen hayatiyeti sürdürebilmenin gereklerinden biri bile olabilir.

Yaşanmış Olay Her Ne İse Aslında  Hala Orada Durmaktadır…

Duyarlılığımızı Koruyabilmek İçin Ne Yapmalıyız?

Ne yapmalı da bu kadar kolay unutmamalı, duyarlılıklarımızı koruyabilmeli, en temel insanlık hallerimize sahip çıkabilmeli ve de yaşadıklarımızdan dersler çıkarmalıyız?  Toplumsal hafızayı canlı tutmak, bazı yanlışların unutulmasını engellemek hiçbir zaman  kin körüklemek anlamına gelmez. Aksine yaşanılandan ders çıkarmak ve kötü sonuçları irdeleyerek buna sebep olan faktörleri bulmak, zayıf noktalarımızı keşfetmek ve yüzleşmek cesaretini göstermek anlamına gelir. Bu noktada parmağımız dışarıdakini göstermeden, kendi hatamızı yakalamak ve sorumluluğumuzu üstlenmek, bu çok çetin tedavi sürecinin  ilk ve en kıymetli adımı olacaktır.

1 Yorum Var

Bir Cevap Yazın

© 2010 - 2018 Nihalce. Tüm Hakları Saklıdır.
Lestat
Önceki yazıyı okuyun:
Tam Buğday Unlu Açma Tarifi
Tam Buğday Unlu Açma Tarifi

Tam Buğday Unlu Açma, tamamen spontane gelişti. Marketten yanlışlıkla aldığım un sonucu yoğurmaya başladığım açmanın, yoğurma kabına tam buğday ununun...

Kapat