Neydik, Ne Olduk!
“Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı.” demişti bir kere Geometri öğretmenim… Ne demek istediğini o zamanlar anlamamıştım. Ama şimdi çok iyi anlıyorum…
Eskiler, eski günler, eski arkadaşlıklar, eski akrabalıklar çok uzakta kaldı. Eskiden biz kocaman bir aileydik. Hafta sonları evimizde hep misafirlerimiz olurdu…
Ben şanslı çocuklardandım. Çünkü annemin ve babamın annelerini ve babalarını gördüm. İki tane dedem vardı. İkisi de dağ gibi adamlardı. Onlar gitti ve birçok şey bitti…
Dayılarım vardı. Onların eşleri, onların çocukları. Hafta sonlarımız biri gelmezse diğeri gelir, hatta hafta içi bile beraberdik. Dedem (Annem’in babası) ölünce, mal davası yüzünden gittiler, bittiler.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki verdiğimiz sürece var olduğumuz akrabalarımız vardı. Annem ve babam memleketten İstanbul’a gelmiş herkese kapısını açardı. Günlerce sorgusuz sualsiz ağırlar, evlenmek için gelenleri evlendirir. Evimizde düğün yapılırdı. İşe girip çalışacak olanlar kendilerini toparlayana kadar bizde kalırlardı. Bir evde misafirlikten kasıt, “Yat, kalk”la olmuyor. Misafirin yemeği, yıkanması gereken çamaşırları vs. Ahhh Annem, senin hakkını kim ödeyebilir…
Biz eskiden kocaman bir aileydik. Menfaat bitti, muhabbette bitti…
Bir Cevap Yazın