Ruhdöveni – Doğum Günün Kutlu Olsun Nihal’im!

Ruhdöveni… Tarihin karanlık ve tozlu sayfaları içerisinde unutulmaya yüz tutmuş bir yaşam biçimini, felsefeyi ve zorluğu anlatan bir kelime. Normalde yaşını başını almış ve hayat hakkında öğrenebileceği herşeyi öğrenmiş bir bilgenin yanında yetiştirdiği ve kendine uyguladığı bir yöntem. Ruhdöveni nedir dersek bir demir ocağında nasıl bir kılıç kaba saba bir demir parçasıyken çekiçle binlerce vuruş sonrası ışıltılı bir çelik parçasına nasıl dönüşürse insan ruhunun da aynı şekilde manevi çekiçlerle dövülerek şekillendirilmesidir. Ben bunu uygulamaya farkında bile olmadan 12 yaşımda başladım halen devam etmekte olan bir süreçle.

Dikkat edilmesi gereken çekiç darbelerinin şiddeti ve vurulduğu yerdir ruh şekillendirilirken. Bazı darbeler, özellikle çevremizdeki insanlardan, arkadaşlarımızdan, annemizden, babamızdan, kardeşlerimizden, ailemizden gelir ki çok sert olur ve ruh şeklimizi bozar. Ancak kendimiz başka vuruşlarla ruhumuzdaki ezilmeleri ve çöküntüleri düzeltebiliriz. Bunu yapabilecek tek varlık kendimiziz. Bu da ancak kendimizi iyi tanımakla, çok iyi tanımakla olabilir ancak. Aksi durumda verilen zararları büyütür ve hiçbir anlamı olmayan bir dünyada kayboluruz. Dünyaya anlam veren insanın kendisidir çünkü.

2007’de tanıştığımızda daha 23 yaşındaydın. Sen ruhuna vurulmuş darbelerin büyüklüğü hakkında hiçbir fikre sahip değilken ben hala devamlı kanamakta olan ruh yaralarımı düzeltmeye, iyileştirmeye çalışıyordum. Hayatım, yaşamım o kadar kirlenmiş ve kapımın önünde bulunan çöpler o kadar yığılmıştı ki dışarı bile çıkmakta zorlanıyordum. 2008’de evlendiğimiz zamana kadar beni o kadar şaşırttın ki anlatamam. O kadar derin darbeler almış olmana rağmen yaşama tutunmaya çalışan ve yaşamı merak eden bir bebek kadar heyecanlı ve atiktin. Belki de beni etkileyen bu olmuştu. O kadar darbeye rağmen saf bir ruh… Temiz, ışıldayan…

Aradan 5 yıl geçti. Ben her seferinde korkarak ruhunun gelen darbelerle zarar görmüş kısımlarını düzeltmeye çalıştım kendimi unutarak. Sonucu daha zeki, merhametli, aşık, sevgi dolu, becerikli, yaşam sevinciyle dolu bir sen oldu.

Bir ruhtaki boşlukları doldurmak zordur. Çünkü ruh tek bir maddedir ve dışardan başka madde kabul etmez. Bunu başarabilmek için tek bir şey gereklidir. Fedakarlık… Bir kişi kendinden, ruhundan bir şeyleri feda ederek anca bu boşlukları doldurup şekillenmesini sağlayabilir. Ben halen bunu yapmaya çalışıyorum. Seni doldurmaya çalışıyorum kendimi boşaltarak. Biliyorum… Daha agresif, daha sinirli, daha tahammülsüz, daha kırıcı, daha zor bir insan oluyorum. Ama hepsi senin için… Sen bu hayatta anlamı olan birşeyler yaşa diye… Bir gün elde olmayan herhangi bir nedenden dolayı bu yaşamdan ayrılırsam kendi ayaklarının üstünde durup başkalarının senin üzerinde çekiç darbeleri uygulamasına izin verme diye… Bunu bir nebze başardım ama hala yapacağımız çok şey var aşkım…

Senin doğum günün demek aynı zamanda benim doğum günüm demek… Senin için hediyelerle ve ailenle dolu neşeli bir gün olabilir ama benim için nefes aldığımın farkında olmak demek… Sen güneşe gülümserken benim için gölgelerde saklanmaya çalışmamak demek…

Yaşamak için bir amacımın olması demek…

Seni seviyorum demek…

Eşin